Bugun...
Kavanoz dipli dünya


Rıdvan Bülbül ridvanbulbul@yenimeram.com.tr
ridvanbulbul@yenimeram.com.tr
 
 

Çaresizliği de yaratan O, Çareyi de yaratan O, Mutluluğu da yaratan O, Mutsuzluğu da yaratan O, Kalk, silkelen, kendine gel! Umutsuzluğa sarılma, umutsuzluk şeytandandır! Ümit etmek Allah’tandır! Ümit var ol, hayrı iste, korkma, yürü! (Şems-i Tebrizî)

Önce içtenlikli bir “ah” çeker sonra da devam ederiz;

Kavanoz dipli dünya…

Bu söyleme öylesine değişik anlamlar yükleniyordu. Çözüm şu: İsteyen istediği gibi anlasın ya da algılasın. Böylesi boş vermişliğe karşın yine de konuya ilişkin araştırma yaptık, çeşitli anlam ve anlamalara ulaştık. En yakınını ünlü dil bilimci Ömer Asım Aksoy’un (Atasözleri ve Deyimler Sözlüğünde-1995) buldum gibi;

“Sürekli olarak durum değiştiren, hiçbir durumuna güvenilemeyen, üstünde yaşayanlara vefası olmayan bir dünyada yaşıyoruz.”

Anahtar deyim “Kavanoz Dipli Dünya olduğuna göre, diğer anlamlarını da bir bir aktararak konuya giriş yapalım.

■ Bahtsız kişinin kötü kaderine isyan sözcüğü…

■ Kavanozların dibindeki yoğun cam tabakası nedeniyle, bakıldığında cisimler gerçek halinin dışında görüldüğünden yaşayarak deneyim kazanan insanların her deneyiminde anlaşılan dünya gerçeklerine atıfta bulunan bir betimleme.

■ Dibi tutsa da yine kaynayan tencere manasına.

■ Eğer su iseniz, içine girdiğiniz an şeklini alacağınız dünyadır.

■ Boş, geçici ve fazla ciddiye alınmaması gereken hayat.

Ah felek zalim felek

Kime ceket kime yelek

Herkese kavun yedirdin

Bize de yedirdin kelek

Günümüz dünyası, çıkar ilişkilerine monte edilen bir görüntü veriyor çokta.. Kim kimin dostu, belli değil, karmakarışık. Varsa, yoksa çıkar… Küresel, uluslar arası, ulusal.. Hatta yöresel ve kentsel.. Bu dünya çıkar dünyası, bunun başka düz anlamı yok. Dolambaçlı yollar ise bize gelmez. Saf olmayalım, hiçbir Devlete, körü körüne inanmayalım. Devletler düzeyinde dostluklar artık tarihin kirlendi ve çöp sepetine atıldı. Bunun en somut örnekleri Musul’un kurtarılmasında yaşanıyor. ABD, vaktiyle can düşmanı olduğu İran’la yan yana, kol kola. Stratejik ortaklık türküleri söylediği Türkiye’ye

Sırtını çevirmiş durumda. Fetullah Gülen’in iadesi konusunda nasıl ikiyüzlü bir politika izliyorsa, Musul konusunda da ayniyle vaki. 15 Temmuz kalkışma girişiminin arkasında ABD İstihbarat birimlerinin olduğunu öne sürenlerin sayısı da giderek artıyor. Bu acı gerçek de Stratejik ortaklığın buz dolabına kaldırıldığı savını gündeme getiriyor.

..

Stratejik ortaklık, iki ya da fazla tarafın kimi kararları birlikte almak için anlaşmaları

Bunun ortaklık denetimin paylaşılması ve mülkiyet devri anlamına geldiğine dikkat edilmesi gerekir. Gelişen- değişen Dünya koşulları karşısında duyarsız kalmayacak ülke yararlarının ana ekseninde yerimizi, duruşumuzu ince eleyip sık dokuyarak saptayacağız. Dünya merkezli değişimlere ayak uydurmak da bu çağın gereğidir.

■ Derviş sormuş: Efendim çok mutluyum nereye gitsem karşıma güzel insanlar çıkıyor. Her şey nasıl da değişti.

Mürşid yanıt vermiş;

“Sen değiştin…”

■ Değişmenin sırrı tüm enerjinizi geçmişi temizlemeye harcamak değildir, yeniyi oluşturmaya vermektir. (Sokrates)

Süper güç ABD stratejik ortağımız. Bu gidişle belki Rusya ile yakınlaşmamız da stratejik ortaklık aşamasına gelebilir. Hatta Listeye Çin bile eklenebilir. Her şey öylesi ayan ve beyan konuma geldi ki, Devlet sırları da “sır olmaktan” çıktı. Bunu şöyle okumak da olanaklıdır;

Dış Politikalar ekseninde günümüzde atık Çin bile cin değil!

Sözü Çine kadar getirdik, öyleyse bir öykü:

İsviçre Çin`e savaş ilan etmiş. Bir şekilde Çine kadar gelmişler. Çin başbakanına durum biraz geç ulaşmış;

– Başbakanım İsviçreliler saldırdı Pekine girdiler

– İsviçre de ne?

– Avrupada bir ülke

– Kaç kişi bunlar?

– 5 milyon

– Peki hangi otelde kalıyorlar?

Stratejik ortaklığı görünmez bir elin yönetmesini beklemek de çok yanlıştır. Bu bağlamda beklentilerin yönetimi öne çıkıyor. Anlamlı olan/olacak beklentilerden daha fazlası sorun yaratıyor. Ortaklık öncesinde “Ne elde edecek; ne vereceğiz?” sorularının yanıtları masaya yatırılarak irdelenmelidir. Denk güçler arasındaki stratejik ortaklıkların yönetilmesinin daha kolay olduğu da gözden ırak tutulmamalıdır. Zayıf- kuvvetli arasında stratejik ortaklıkta zayıf tarafın bilinçli ve planlı şekilde yetenek geliştirmesi gerekir. Bu arada ifade etmek gerekirse “ Güney Kore ile ABD arasında 1950li yıllardan sonra geliştirilen stratejik ortaklıkta, kuvvetli tarafın zayıf taraftan uzun süreli alımlarla yetenek geliştirmesine katkıda bulunduğu var sayılmaktadır.”

Stratejik ortaklığın kurulması zor süreçtir. Zorluğu aşmak için bilimsel anlamda şu noktalar önem kazanmaktadır;

■ Ortaklık yönetimi, çekirdek ustalık olmalı; yaşam evrelerinin farkına varılmalı,

■ İlişkide güven oluşturulmalı, yönetilmeli:

– Ortaklık pazarlığı yapacaklar ile yürütecekler aynı kişiler olmalı

– Verilen sözler tutulmalı

– Ortağın amaçları bilinmeli (kişisel tanışlıklık önemli)

– Fikir birliği inşâsına zaman verilmeli ve hızlı sonuç ve çözümlere varılmamalı.

■ İlişki denetlenmeli

– Gelinen aşamalar ölçülmeli

– Karşı tarafın gerçek görüşlerini öğrenmenin yolları bulunmalı

■ Ortak karar vermenin protokolü geliştirilmeli

– Amaçları paylaşan üyelerden oluşan proje ekibinin oluşturulması

– Verilmesi gerekecek 20 – 50 önemli karar listelenmeli

– Önemli kararların önemli paydaşları tanımlanmalı

– Önemli paydaşların her kararda oynayacağı roller tanımlanmalı (taahhüt,

pazarlık, danışmak, haber vermek)

■ Erken kalkmayan avrat, söz dinlemeyen evlât, mahbuzla gitmeyen at, kapıda varsa kaldır at! (Çin Atasözü)

Cumhurbaşkanı, Başbakan başta, Devlet ve Hükümet yetkilileri, kimi siyasetçiler çok sıkça yeniledikleri için slogan haline geldi;

Musula da girecek, masaya da oturacağız.

Madalyonun öbür yönüne baktığımızda Irak Başbakanı sırtına kime dayanışma bizim aleyhimizde esip gürlüyor; Bağdat Büyük Elçiliğimiz önünde protesto ediliyoruz. Bu arada güvendiğimiz dağlara da kar yağıyor. Dostumuz, ziyaretlerinde ayağına kırmızı halılar döşediğimiz Barzani de “fır döndü” örneği verdi, bize çözüm için destek yerine Bağdat’ı gösterdi. Dedik ya dünya çıkar dünyası, dedik ya kavanoz dipli dünya.

Musul ve tüm Irak da tarihsel- kültürel bağlarımız var, kilometrelerce uzayan sınır komşumuz. Güvenliğimiz açısından önemli Stratejik konumdayız. Bunu asla göz ardı edemeyiz. Musul’a girme – masada olma da yerden göğe kadar haklıyız. Bu bağlamda “hak verilmez alınır.” Bilinci ve güdüsüyle Ulusca hareket zorundayız.

Son söz ; Musul’a girecek, masada da yer alacağız. Bu anamızın ak sütü gibi helal…



Bu yazı 484 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI