Bugun...
Hafta Sonu Esintileri


Rıdvan Bülbül ridvanbulbul@yenimeram.com.tr
ridvanbulbul@yenimeram.com.tr
 
 

Haftanın Sözleri;

■ Adaletsizliğin en büyüğü, adil olmayıp adil gibi görülmektir. (Eflatun)

■ Her zaman seni üzecek birileri olacaktır; yapman gereken insanlara devam etmek; kime iki kez güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.  (Gabriel Garica Marquez)

***

Altın dizeler;

■ Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkit

Ne bilir, mübtela-ı gama sor kim

geceler kaç saat? (Fuzuli)

■ Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim

Gaflet ile görmez kuyuyu reh-güzerinde

(Birçok acemi müneccim gökte yıldız ararken gaflete dalarak yollarındaki kuyuyu görmezler.)

■ Onlar ki verir lâf ile dünyaya nizâmât

Bin türlü teseyyüp bulunur hânelerinde

(Onlar ki dünyaya lâf ile nizam verirler. Onların evlerine gidip bakın, hanelerinde bin türlü ihmal ve düzensizlik görürsünüz.)

(Ziya Paşa)

Konya’nın 9 yıl sonrası

■ Konya Ticaret odasınca hazırlanan rapora göre Konya’nın 2023 yılında ekonomisinde ulaşmak istediği hedefler şöyle

Nüfus: 2.500.000 ,Milli Gelir: 14,2 milyar dolar ,Kişi başına düşen milli gelir: 25.000 dolar, İhracat hedefi: 15 milyar dolar

Sanayi ürünleri ihracat hedefi: 11,5 milyar dolar ,Tarım ürünleri ihracat hedefi: 3,5 milyar dolar İstihdam oranı: %56,20

İşsizlik oranı: %5

Bir öz söz;

■ Dünyayı Anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı.

(Charlie Chaplin)

Haftanın fıkraları;

■ Adam merdivenleri tırmanmaya başladı. Bir kapının önüne gelince, kan ter içinde zile bastı. Kapı aralıktı. Kendini bir koltuğu atıp oturdu. Terleri silerek konuşmaya başladı.

 “Doktor Bey! Bende astım var. Ne tavsiye edersiniz acaba?”

Karşısındaki adam yanıt verdi;

 “Bence biraz spor yapın. Sigarayı bırakın. Az yemek şart. Bilhassa gözlük takın…”

Hasta sordu:

“İyi ama gözlüğün astımla ne ilgisi var doktor bey, anlayamadım?”

Bu kez yanıt şöyle oldu;

“Nasıl yok? Zira doktorun yeri alt katta; ben doktor değilim de…”

■  Güzel kadının otomobilinin lastiği patlamıştı. Arabayı kenarına çekti, birkaç dakika sonra yoldan geçen bir araba durdu. İçindeki adam indi, nezaketle kadına sordu.

“Acaba yardımda bulunabilir miyim?”

“Bilmem ki, arabamın lastiği patladı.”

Adam, hemen aletlerini toparladı, arabanın tekerleğini çıkardı. Kan ter içinde lastiği onardı.ve yerine taktı. Kadınla konuşa konuşa iyice ahbaplığı ilerletmiş, sıra randevu istemeye gelmişti.

“Acaba sizinle bir daha nerede görüşebiliriz?”

Kadın çapkın bir ifade ile yanıt verdi;

“Bilmem, arabamın lastiği ne zaman patlarsa?

Haftanın Taşlaması

Adalet kalmadı hep zulüm doldu

Geçti şu baharın gülleri soldu

Dünyanın gidişi acayip oldu

Koyun belli değil kurt belli değil

—-

Başım ayık değil kederden yastan

Ah ettikçe duman çıkıyor festen

Harabe yüz tuttu bezm-i gülistan

Yayla belli değil, yurt belli değil.

(Ruhsati)

Laf Salatası

* Aile içi şiddet almış başını gidiyor. Ne yazık ki Türk kadınlarının çoğu dayak fetişisti!

* İşleyen demir pas tutmaz… Ama ya demir işten çıkarılmışsa!

* Başımı göğsüne koyabileceğim bir sevgili arıyorum… Silikonlu olanlar tercihimdir!

* Denizciydim… Önceleri her limanda sevgilim oldu. Sonraları her limanda kaynanam!

* Asla seri katil olamaz. Çok tembeldir, eli yavaştır da ondan!

* Mevlana der ki: “Benim ağzımdan çıkmış gibi sözler dolaşıyor ortalıkta. İtibar etmeyin.” (İbrahim Ormancı)

Haftanın Rubaisi;

Bu dünya kimseye kalmaz bilesin

Er geç kuyusunu kazar herkesin

Tut, ki Nuh kadar yaşadın zor, bela

Sonunda yok olacak sen değil misin?

(Ömer Hayam)

Haftanın Şarkısı;

Bu zevk u safâ sahn-ı çemenzâre de kalmaz

Güller dökülür, bülbül ölür hâre de kalmaz

Taş oldun gezdin nice,bir de toprak ol dene

Ömür bitiyor ey can dünya sana da kalmaz

 

 

Bu zevk u safâ sahn-ı çemenzâre de kalmaz

Güller dökülür, bülbül ölür hâre de kalmaz

Bu nâz u edâ şüh-i sitem-kâre de kalmaz

Sabreyle gönül vuslat-ı ağyare de kalmaz

Güller dökülür, bülbül ölür hâre de kalmaz (Makam; Rast, Beste Lem’i Atlı)

 

 

Dimitri camiye gitti

■ 1946 seçimlerinde oylama yönteminde

oylar açıkta, herkesin gözü önünde atılıyor. Sayımı ise kapalı yerde, herkesin gözünden uzak yapılırdı. Bu nedenle 1946 seçimleri ayıplı sayılır. 1950 seçimlerinde ise oyların kullanılması gizli yerde, sayımlar ise açıkta yapıldı. Oyların kullanılması için gizli bir yer gerekiyordu. Camilerde, okullarda ve kapalı yerlerde kullanılmasına karar verildi. İstanbul’da Hıristiyanların çok olduğu yerde adres soran birine yanıt verilir;

 “Dimitri camiye gitti!”

Adres soran şaşırınca ekleme yapılır

“Camiye namaz kılmaya değil, partisine oy vermeye gitti!”

Bir Damla:

■ Yükün dürüstlükse gücün düşer belki ama, başım düşmez.  (Kızılderili Atasözü)

■ Zayıf ve kuvvetsiz insanların krallarla müşterek bir noktası vardır. Onlar hiçbir zaman mutlu değildirler. (Shelley)



Bu yazı 617 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI