Geçen haftaki yazımda Konyaspor yönetimini kastederek "alan eller" deyimini kullanmıştım.

Bir çok kişi beni arayarak bu konuya bir açıklık getirmemi istedi. Bende isteklere sessiz kalmayayım dedim.

Eskiden bir kulüpte yönetici olmak için fabrikatör yada sanayici olman gerekirdi, yani bir nevi maddi durumu gayet iyi zengin kişiler. Zaten kimsede berber Ahmet i, manavcı Mustafa’yı, bakkal aliyi yönetim kuruluna almaz.

Kulübün ödemelerinde zorluk çektiği zaman bu yöneticiler tabiri caizse veren eller olurdu.

Buraya kadar her şey normal.

Şimdi işin anormal tarafına bakalım, Konyaspor kulubü başkanı Hilmi Kulluk, bağımsız  denetçiler tarafından geçmiş yönetimlerin harcamalarını ve gider tablosunu incelettiriyor. Denetleme sonucu hazırlanan raporda, İddialara göre bir mobilya şirketinden 221 bin tl değerinde fatura kesilmiş ancak yönetim kurulu kararı olmadan  bu  para kulübün kasasından çıkıyor.

Bir başka iddia ise bu mobilya şirketinin ilginçtir, hala şuan ki mevcut yönetimde de yer alan Günbaş mobilyanın sahibi Mehmet Günbaş olduğu.

Mehmet Günbaş ayrıca Konya ASKF  de yönetim kurulu üyesi.Konyaspor da geçmiş yönetimlere bakıyorum son on yılda kimler gelmiş,kimler gitmiş. Bir tek Mehmet Günbaş kalmış.

Her yönetimde Mehmet Günbaş ismi.Şimdi ben bu zata şunu sorayım arkadaş sen kaç yıldır bu kulüp de yöneticilik yaptın ve halada yapıyorsun. Söyle bakalım görev aldığın süre zaafı içerisinde bu kulübe kaç tl hibe ettin? Her yönetimin içinde Mehmet Günbaş.

Arkadaş madem ruhunda yöneticilik sevdan var, adama sormazlar mı Anadolu Selçuklu da seni başkan yaptılar, neden takımı genel kurula götürüp kaçtın?

Konyaspor da "alan el" olmak varken Anadolu Selçukluda neden veren olasın değil mi?