Ne olur büyüdüğünü görmeden ölsem biliyor musun?
Bence senin de aklına geliyor bu. Annesiz kalır mıyım korkusu taşıyorsun.
Senden dinlemek isterim annesiz kalmaktan niye korktuğunu.
Ben de çok korkarım annensiz kalmandan.
Kendi özelimde söylemiyorum bunu ama annesiz kalmak zor iştir diye düşünüyorum.
Yalnız aklıma geldikçe beni de korkutan bir şey var. Senin hayatından zamansız çekip gitmek korkusu… Yol arkadaşlarının ortak korkuları olur, öğreneceksin.
Senin ilk yakın arkadaşlarını, ilk kez yanında ben olmadan dışarıya çıktığın arkadaşlarını görmeden ölürsem… İlk aşık olduğun ‘çocuğu’ görmeden ölürsem… Senin büyüdüğünü görmeden ölürsem… Senin hayallerini, hayallerine kavuşup kavuşamadığını görmeden ölürsem…
Gözlerim açık giderim.
Sen benim yaşamadığım hayallerim, başaramadığım işlerim, hayatımdaki uzakları, çok uzakları gören gözlerimsin. Sana dayatamam kendi hayallerimi, kendi fikirlerimi biliyorum. Benim yapmak isteyip de yapamadıklarımın, önümdeki engellerin, kötüye dönen şansların senin hayatında tersine bir seyir izlemesini istemek, içimde engel olunamaz bir his.
Sen anlarsın bunu. Bugün olmasa da bir gün…
Senin hayat hep istediğini versin. Hiç yaşama istemediklerini. Ben seni hep böyle yetiştirmek istedim. Ötesi senin kararın.
Senin ayağına taş değmesin.
Bu arada korkularımızdan söz ettim ama onlarla yaşamayı, dahası onları alt etmeyi öğrenmemiz gerektiğini de anlattım her zaman sana.
Bilmem niye hüzünlendirdi beni bu kadar yeni yılın gelmesi. Memleket halleridir belki. Belki benim ruhumun halleri. Kestiremedim. Ama senin hayatında hüzünden çok umut yer etsin. Umarım taaa iliklerine işlesin umut, mutluluk.
Yeni yılın kutlu olsun yol arkadaşım. Nice yıllara annesinin kuzusu…