■ Kim ki haksız yere suçsuz bir insanı öldürürse, sanki tüm insanları öldürmüş gibi sayılır. Kim de suçsuz tek insanın hayatını kurtarırsa tüm insanları kurtarmış gibi kabul edilir. ( Maide Sûresi)
…
■ Beşiktaş-Bursaspor maçının ardından saat 22.29’da, 45 saniye arayla Vodafone Arena yakınlarında iki ayrı terör saldırısı meydana geldi. Saldırılarda 27’si polis 29 kişi şehit olurken, 166 kişi yaralandı.
Hain saldırı dolaysısıyla bir gün Ulusal yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi.
…
Yine terör, yine onlarca ölü ve yaralı.. yine göz yaşları sel olup aktı… Terör soğuk yüzünü, korkunç dişini bu kez bir futbol karşılaşması sonrası gösterdi. Analar. Babalar, kardeşler, amcalar, nineler, dayılar, yeğenler ağlıyor. Tüm ülke ağlıyor..
Şimdi birlik zamanıdır, terörle mücadelenin en önemli yöntem budur; ulusal bütünlük. Siyasal, – ideolojik görüşlerinden soyutlanıp “ulusal bütünlük” içinde, şiddet ve terörün üstesinden gelecek, Türk olmanın onur ve gururunu yaşayacağız. Yüce Ulus Kurtuluş Savaşlarından – Kahramanlık destanlarından dört nala gelmektedir. Umutsuz olmayalım, dipdiri ve ayaktayız.
…
Terör, kalleşliğin mizansenidir.
Terör, çağ dışılığın kan kusan belasıdır.
Terör, şeytanın değişik görüntüsüdür.
Terör şeytanın insanlığa tuzağıdır.
Terörün insafı yoktur. Terörün merhameti de yoktur. Terör dobra değil kalleştir, arkadan vurur, kan emicidir.
Terörün, sağı, solu, ırkı, dili, milleti de yoktur. Terör, insana ve insanlığa karşıdır. Kanlı eller, cana- mala kastediyor, çoluk çocuk , kadın erkek ayırım yapmadan, genç yaşlı ayırmadan , acımadan tetiği çekiyor. Terör, bir cellat mizansenidir.
Terör, çağdışı bir zihniyetin kan kusan belasıdır. Terör, şeytanın görüntüsüdür. Terör şeytanın insan ve insanlığa tuzağıdır.
Teröre açık ya da gizli destek verenler bilsinler ki, kendileri her an hedef tahtasıdır.
…
Terör, iç ya da dış; dahası iki düşmanın ortaklaşa sahneye koyduğu insanlık dışı bir senaryonun uygulamasıdır, savaş halidir.
Sürekli gündeme getirilmektedir;
“Terörle müzakere mi, yoksa mutlaka mücadele mi edilmelidir?”
Öne çıkan görüşü özetlemek olanaklıdır;
Müzakere ettikte ne oldu ki… Bugünlere geldik, her gün bir ya da, daha çok şehit haberleri ile acılar yaşıyoruz sürekli. Bu bağlamda da “mücadele edilmeli “tezi öne çıkıyor, operasyonlar birbirini izliyor.
Tüm iyi niyetli yaklaşımlara karşın terör yuvaları, “şer odakları” olmaya devam ediyor ve ortada da tek seçenek kalıyor;
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir;
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”
…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Düşmanla mücadelede- bu süreçte teröriste düşmandır-üç gücün tayin ediciliğine dikkat çekerken
Bunların Milletin kendisi, Meclis, Silahlı Kuvvetler olduğuna vurgu yaparak, bu üç gücün iç ve dış olmak üzere iki cephede savaşacağının altını çiziyor. Önerilerinin ötesini Nutuk’tan öğreniyoruz;
“Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği cephedir. Dış cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silâhlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlûp olabilir; fakat bu durum, hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti tutsak ettiren, iç cephenin çökmesidir. Bu gerçeği bizden daha çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarılı da olmuşlardır. Gerçekten “kaleyi içinden almak”, dışından zorlamaktan çok kolaydır. Bu amaçla şahıslarımıza kadar temasa gelebilen bozguncu mikropların, araçların varlığını iddia etmek doğrudur. Meclis’in düşünüş biçimi, çalışması, vaziyeti, düşmana ümit verici olmadıkça iç ve dış cephelerimizin yerinden oynamasına olanak yoktur….”
—
Terörle manipulasyon, el ele, kol kola gitmeye başladı. Terör, önemine koşut, kimlik, sistem ve ad değiştirdi;
Küresel terör var; ülkesel terör var; bölgesel terör var, devlet terörü var.
Terör sözcüğü, Fransız Akademisince gerçekleştirilen 1798 sözlüğünde yer aldı . Daha sonra 1793 ile 1794 arasında Fransa’yı kan gölüne dönüştüren “Zanlı Yasasının” sonuçlarını ifade için kullanıldı. Devrim Meclisine “terör gündemi” olarak sunulan yasa, kimi yayın organları ve yazarlarca, dine, özel mülkiyete ve devrim muhaliflerine karşı bir savaş ilanı olarak değerlendirildi. Tasarının oylanmasından sonra öngörülen yaptırımlar onlarca kişi için uygulandı. Terör belli bir süreç sonra da küreselleştirildi yeni bir boyut kazandı; “ Kamuoyunu şiddet yoluyla maniple etmek.”
Tanımlar gelişen olaylarla ilgili olarak birbirini izledi. Gelinen en son nokta şu;
“Terör, belli bir iradeyi zorla kabul ettirmek için başvurulan her tür şiddettir.”
Tanımlar gelişen olaylarla ilgili olarak birbirini izledi. Gelinen en son nokta şu ;
“Terör, belli bir iradeyi zorla kabul ettirmek için başvurulan her tür şiddettir.”
…
Terör, lanetli bir zihniyetin ürünüdür, acımasızdır; haktan, hukuktan yoksundur.
Bütün ülkeler, ayırımcılık yapmadan birlikte hareket ettikleri takdirde terörist faaliyetler hiçbir zaman hareket alanı bulamayacak, oldukları yerde parçalanıp gideceklerdir. Aksi görüş ve düşüncede olanlar iyi bilsinler ,bugün bana yarın sana!
Nitekim son günlerde kimi ülkelerde bir terör tedirginliği yaşanmakta, huzursuzluk giderek artmaktadır. İstihbarat örgütleri, yeni terör olaylarına karşı ülkeleri uyarmaktadır.
Reçete nedir? Terörle mücadelede bütün ülkeler bir ortak görüşte buluşmalı, mücadele programı hazırlanmalı ve daha fazla vakit kaybetmeden ivedi olarak topluca uygulamaya geçmelidirler. Dünya’nın esenliği ve güvenliği açısından terörün kökü kazınmalı, bu konuda en ufak bile ödün verilmemelidir.
…
Sıkça yenileriz;
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez!”
Şehitleri binlerle ifade edilen bir Vatan’ın insanlarıyız. Her metrekaresi şehit kanlarıyla sulanmış cennet vatanımızın bekçisiniz, sonsuza değin bu böyle devam edecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın! Şehit kavramının çoğulu “şüheda”dır. Yani, şehitler. Şehit: Kutsal bir ülkü ve inanç, özellikle yurt için savaşırken ölen kimsedir. Şehit olmak: Yurdu, ülküsü ya da inancı uğruna savaşırken ölmektir. Şehit etmek: Yurdu, inancı ya da ülküsü için savaşan birini öldürmek. Şehitlik (şahadet): Yüksek bir ülkü yolunda ölme, şehit olma. Şahadet etmek: Tanık olduğu olayla ilgili olarak gördüklerini, bildiklerini söylemektir.
…
Beşiktaş’taki terör olayında yaşamını yitiren şehitlerimizin ailelerine baş sağlığı, yaralılara tez elden şifalar diliyoruz.