Bugun...
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMLERİNİN KISA TARİHSEL GELİŞİMİ:


Muhsin Ertekin Sosyal Güvenlik Danışmanı
muhsinertekin42@hotmail.com
 
 

Klasik dönem:

Almanya’da Bismarck’ın etkisiyle Sosyal Sigortalar ilk kez kabul edilmiştir. Orta çağda kiliselerin oluşturduğu kurumlar. (hasta evleri, aş evleri, manastırlar vs gibi)

XV1 inci Yüzyıldan itibaren devletin oluşturduğu kurumlar.

XV111 Yüz yıldan sonra Montesquieu görüşü, “Esprit des lois” adlı eserinde “sokak da dağıttığınız sadaka ile devletin yükümlülüğü yerine getirilmiş olmaz. Devlet tüm vatandaşlarına belirli bir güvence sağlamak, yiyecek, elbise vermek ve sağlığına aykırı olmayacak bir yaşam düzeyi hazırlamakla yükümlüdür.”

1789 Fransız devrimi ile açık bir biçimde yansıyan bireyci felsefe XV111 cü yüz yılda temel simge olarak eşitlik ve özgürlük ilkeleri benimsenmiştir.

Ekonomik liberalizmde “ bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler” ilkesi döneminde herhangi bir gelişme olmamış X1X uncu yüz yılın sonlarından itibaren sosyal güvenlik sistemleri hukuklara yansımaya başlamıştır.

İlk sosyal güvenlik sistemleri:

1-) İş kazalar ve meslek hastalıkları Almanya’da Bismarck sigorta sistemleri oluştururken diğer batılı ülkeler X1X. yüz yılsonu XX. yüzyıl başlarında sanayi kesiminde çalışan işçileri iş kazaları risklerine karşı korumaya yönelik yasalar çıkarılmıştır. Bunlar 1883 İtalyan, 1884 alman,1894 Norveç, 1897 İngiliz, 1898 Fransa, Danimarka,1903 Belçika ve Hollanda yasaları,

Almanya 17.11.1881 Bismarck tarihinden sonra 1883 hastalık, 1884 iş kazalar,1889 sakatlık, yaşlılık sigortası, 1895 yılından sonra Almanya örnek alınarak diğer ülkeler değişik yasalar yürürlüğe koymuşlardır.

2-) İngiltere 1601 tarihli “yoksullar yasası” dışında 1897 de iş kazası, 1908 de yaşlılık yardımı, (70 yaşını doldurana maaş bağlama gibi) 1911 de “ulusal sigorta yasası” ile hastalık, sakatlık ve işsizlik sigortasını ve dünyada ilk işsizlik sigortasını uygulayarak 1925 de dul ve yetimler aylık bağlanmıştır.

3-) Fransa 1893 yılında tıbbi yardım, iş kazası,1894 yılında maden işçileri,1909 yılında demir yolu işçileri 1910 yılında “işçi ve çiftçiler “ için yaşlılık sigortası öngörmüştür.

4-) Amerika 1929 büyük ekonomik krizinden sonra 14.08.1935 tarihli (social security act)

yasa çıkarmıştır..

   Yeni Zelanda da sosyal yardımlar 1938 de oluşmuştur. Toplum “nafaka alacağı gibi” vatandaş devlet yardımı istedi.

   Tüm ülkelerde yapılan sosyal yatırımlar genellikle İngiltere’de oluşturulan Beveridge raporuyla başlar ”yoksulluk çağdaş bir toplumun yüz karasıdır” sözünden sonra toplumun tüm kesimlerine sosyal güvenlik sağlanmaya başlanır.

5-) Türkiye de Osmanlı imparatorluğu döneminde tümüyle dinsel nedenlerden, esnafın karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma anlayışından “loncalar” doğmuştur. Loncaların oluşturduklar sandıklara “orta sandığı” ya da “teavün sandığı” denilmiştir. Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa yükselirken ödedikleri harçlardan oluşur.

   Bu loncalar X1X uncu yüzyıldan itibaren yıkılmaya yüz tutmuştur. Bu dönemde zekât, fitre, diğer bağış ve sandıklar aracılığı ile fakir kimselere yardım ediliyordu. Vakıflar, Darülcaze Kızılay gibi kuruluşlar.

   1865 Dilaver Paşa Nizamnamesi Ereğli kömür bölgesi ile sınırlı olmak üzere temelde kömür üretimini artırmak üzere işçilerin geceleri açıkta kalmamaları için koğuş yaptırılması,

   1869 tarihli Maadin Nizamnamesi ile işçilerin madenlerde zorunlu çalıştırılmalarına son verilmiş ve koruyucu tedbirler alınmıştır

  1866 da Askeri Tekaüt Sandığı,

  1890 da Seyrisefain Tekaüt Sandığı,

  1909 da Askeri ve Mülki Sandıklarla Tersane-i Amirenin işçi ve memurları için emeklilik ve malullük sandığı,  1910 da Hicaz Demiryolu Memur ve Müstahdemlerine Hastalık. Kaza Halleri İçin Yardım sandığı, 1917 de Şirketi Hayriye Tekaüt Sandığı kurulmuştur.

Cumhuriyetin ilanından önceki durum:

   28.04.1921 tarih ve 114 sayılı “Zonguldak ve Ereğli Havza-i Fahmiyesinde Mevcut kömür Tozlarının Amele Menafi-i olarak Füruhtuna Dair Kanun”

  10.09.1921 tarih 151 sayılı “Ereğli Havza-i Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun”  Bu Kanun ilk mahdut porteli iş kanunu olarak nitelendirilmiştir.

 Bu Kanun işçi ve işveren ilişkilerini düzenlemiştir. 18 yaşından küçüklerin çalışması yasak, gün çalışma saati 8 saat olarak belirlenmiştir. Kaza halinde ve ölüm olması halinde işçiye mahkemenin belirttiği miktarda tazminat öngörüyor. 1923 de ”İhtiyat ve Teavün Sandıkları” kurulması öngörülmüştür. Bu sandıklar bilahare “Amele Birliği “adını almıştır. Amele Birliği sosyal sigortalar gibi zorunluluk ilkesine dayanmakta ve işçiler için bir hak sağlamaktaydı.

Cumhuriyet dönemi:

  1936 Tarihinde 3008 sayılı İş Kanunu, bu Kanundan önce 1926 tarihli Borçlar Kanunu ile işçiyi koruma düşüncesine yer verilmiştir. Örneğin 332 inci maddesi ile işçinin ölümü halinde ailesine tazminat ödenmesi, 328 inci maddesi ile kendi kusuru dışında işini yapamaması halinde ücret ödenmesi, 112 inci maddesi ile de işverenin işçileri sigorta ettirebileceği hususunda hüküm yer almışsa da bu madde uygulanmamıştır.

   1930 tarihli Umumi Hıfzısıhha Kanunun kadın ve çocuk işçilerin korunmasın ilişkin, doğumdan önce 3, doğumdan sonra 3 ila 6 ay çalışma saatleri asında yarım saat emzirme izni,180 inci maddesinde 50 işçi çalıştıran işyerlerinin doktor bulundurma zorunluluğu,

   -30.6.20091930 Tarihli 1683 sayılı Askeri ve Mülki Tekaüt sandığı,

   -1933/2264 Nolu İstanbul Mahalli İdaresi ile Ankara Belediyesi Memurları Tekaüt sandığı,

    -2454 Devlet Demir Yolları ve Limanları İdaresi Memur ve Müstahdemleri Tekaüt Sandığı,

    -1935 Telgraf ve Telefon idaresi Biriktirme ve Yardım Sandığı,

     1937/3137 sayılı Demir Yolları ve Akay işletmeleri ile Fabrika ve Havzalar İdaresi ve Memur ve Müstahdemleri Tekaüt Kanunu çıkarılır.

    1936/3008 sayılı İş kanunu.100 üncü maddesi ”İş kazaları ve meslek hastalıkları analık, yaşlılık, işten çıkarma, hastalık ve ölüm”,

101 inci maddesinde ”İşçiler işe alınmalarıyla sigortalı olurlar” Böylece çalışanların sosyal risklere karşı korunması devlet’e verilmiştir.

Sigorta kolları ile ilgili ilk yasa 27.6.1945 tarihli 4772 sayılı İş Kazaları Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunudur.

16.07.1945 Tarihinde 4792 sayılı Kanunla “İşçi Sigortaları Kurumu” kurularak 01.01.1946.tarihinde yürürlüğe girmiştir.

02.06.1949 Tarih ve 5417 sayılı İhtiyarlık Sigortası Kanunu 01.04.1950 tarihinde yürürlüğe girer. Bu yasa 5752, 5937, 6391 ve 6708 sayılı değişik kanunlarla 1957 tarihine kadar yürürlükte kalmıştır.

04.02.1957 Tarih ve 6900 sayılı Malullük, İhtiyarlık ve Ölüm sigortası Kanunu çıkarılarak 01.06.1957 tarihinde yürürlüğe girer 04.01.1950 tarih ve 5502 sayılı Kanunluda hastalık ve analık sigortaları birlikte düzenlenir.

Böylece 4472 sayılı İş Kazaları, Meslek hastalıkları ve Analık Sigortası Kanunun analık sigortası ile ilgili hükümler kaldırılır.

1952 yılında çıkarılan 5953 sayılı Basın İş Kanunu ile gazeteciler, 1954 yılında çıkarılan 6379 sayılı Deniz İş Kanunu ile deniz ulaştırma işçileri sigorta kapsamına alınmıştır.

1961 Anayasanın 48 inci maddesinde ”herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Bu hakkı sağlamak için sosyal sigortalar ve sosyal yardım teşkilatı kurmak ve kurdurmak devletin ödevlerindendir.”

Anayasanın 2 inci maddesinde “Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Bir Devlettir”  hükmü yer almaktadır.

   Memurlara dağınık bir halde sosyal güvence sağlayan tüm kanunlar ve sandıklar 08.06.1949 tarihinde çıkarılan 5434 sayılı T:C Emekli Sandığı Kanunuyla birleştirilmiş,

   Hizmet akdine (iş sözleşmesine ) göre çalışanlarla ilgili sosyal güvenlik sistemi de 17.07.1964 tarihinde kabul edilen ve 01.03.1965 tarihinde yürürlüğe giren 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile bir bütünlüğe kavuşturulur ve primli sisteme geçilir

  Tarım işçilerinin sosyal güvenlikleri ise 20.10.1983 tarih 18197 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu ile,

   Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların sosyal güvenlikleri 14.09.1971 tarih ve 13956 sayılı resmi gazetede yayınlanan 02.09.1971 tarihinde kabul edilen 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diger Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile, tarımda kendi adına ve hesabına çalışanların sosyal güvenlikleri ise 20.10.1983 tarih 18197 sayılı resmi gazetede yayınlanan 17.10.1983 tarihinde kabul edilen 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ile sağlanmıştır.

 

SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARININ TEK ÇATI ALTINDA TOPLANMASI:

5502 Sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu:

   1990 ve 1991 yıllarından itibaren uzun bir süre  sosyal güvenlik reformu ile birleştirilmesi amaçlanan ve tartışılan Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ve T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü nihayet 20.05.2006 tarihli ve 26173 sayılı resmi gazetede yayınlanan 16.05.2006 tarih ve 5502 sayılı Kanun ile Sosyal Güvenlik Kurumu olarak idari ve teşkilat yönünden tek çatı altında toplanarak Sosyal Güvenlik Kurumu olarak hizmet vermeye başlamış böylece her üç Kurumun varlıklarına yasada belirtilen üç yıllık geçiş dönemi sonu olan 20.05.2009 tarihinden itibaren son verilmiştir.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu

Bir çok maddesi 08.05.2008 tarihli ve 26870 sayılı resmi gazetede yayımlanan 17.04.2008 tarihli 5774 sayılı Kanunla değiştirilen 16.06.2006 tarihli ve 26200 sayılı resmi gazetede yayımlanan 31.05.2006 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun bir kısım maddeleri değişik tarihlerde olmak üzere 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş olup böylece Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası bakımından Sosyal Sigortalar Kurumu, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı tek çatı altında toplanmıştır.

   5510 Sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendinde hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından (eski adıyla SSK lı) çalıştırılanlar, b bendinde Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına (eski adıyla Bağ-Kurlular) çalışanlar, c bendinde ise kamu idarelerinde (eski adıyla T.C.Emekli sandığına tabi) çalışanlar ayrı ayrı belirtilmiştir.

  Bu nedenle sigortalılar ile işverenlerin hak ve yükümlülüklerinin daha iyi anlaşılabilmesi için sadece 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının a bendinde belirtilen “hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan” (eski adıyla SSK lı yeni adıyla 4/a kapsamında sayılan) sigortalılar ile bunları çalıştıran işverenlerin, Kurumun hak ve yükümlülüklerini  ilgilendiren Kanun hükümlerinin ayrıntılı olarak açıklanması yönüne gidilecektir.



Bu yazı 1866 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI