Bugun...
Herkesin merak ettiği soru şu;


Fatih Karagül http://fatihkaragul.com
http://fatihkaragul.com
 
 

Arkadaşlar rica ediyorum emeğe saygı 2 dakika okurmusunuz

Suriye konusunda Amerika ile Rusya arasında varılan anlaşmanın arkasında film gibi olaylar var.

Bu filmin başrolünde ise Türkiye bulunuyor.

Herkesin merak ettiği soru ise şu;

Suriye’de büyük bir hızla ilerleyen Rusya, durduk yere neden ateşkes istedi?

Rusya ateşkes teklifinden bir gün önce de tarihi bir uyarı yaptı:

-Suriye’ye yapılacak bir kara harekatı dünya savaşı çıkartır.

İşte Rusları ürküten ve korkutan bu oldu.

Yani bir dünya savaşı çıkma ihtimali Rusları feci şekilde korkuttu.

Rusya, Türkiye’nin önderliğinde Suriye’ye kara harekatı yapılacağını öğrendiği anda frene bastı.

Peki bu kara harekatı meselesi nereden çıktı?

Olup biteni anlayabilmek için bu kara harekatı meselesini bilmek gerekir.

Şimdi biraz geriye gidelim.

Tarih : 29 Aralık 2015

Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan’da Kral Selman'la bir araya geldi.

Sıradan gibi görülen ve pek önemsenmeyen bu buluşma, aslında tarihi bir görüşmeydi.

Bizim malum medya bunun bile önemini kavrayamadı.

Onlar görüşmenin içeriğinden çok, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ihrama girmesi ile ilgilendiler.

Kabenin etrafında pusuya yatıp, Tayyip Erdoğan’ı ihramlı görüntülemeye çalıştılar.

Oysa o buluşmada İslam Ordusu’nun durumu ve geleceği konuşuldu.

İslam Ordusu çok önemli bir olaydı.

Osmanlı’dan sonra ilk kez müslüman ülkeler bir araya gelip, ortak bir operasyon ordusu kurmaya karar vermişlerdi.

Yılın değil, son yılların en önemli olayıydı bu.

Ama kimse bunun önemini farketmedi.

Giydiği kıyafetin şeklinden hatta renginden bile birbirine düşman olan, hatta birbirini kesen müslüman ülkeler, ortak bir ordu kurulması kararına itiraz etmeden uydular.

Bu bile İslam Alemi için başlı başına büyük olaydır.

İslam Ordusu kuruluşu, Aralık ayının 15’in de dünyaya duyuruldu.

Suudi Arabistan’ın öncülüğünde aralarında Türkiye, Mısır, Pakistan ve Malezya'nın da bulunduğu 34 Müslüman devleti ortak bir ordu kurmaya karar verdiler.

Koalisyonda yer alan ülkeler ise şunlardı: Suudi Arabistan, Ürdün, BAE, Pakistan, Bahreyn, Bangladeş, Benin, Türkiye, Çad, Togo, Tunus, Cibuti, Senegal, Sudan, Sierra Leone, Somali, Gabon, Gine, Filistin, Komor İslam Federal Cumhuriyeti, Katar, Fildişi Sahili, Kuveyt , Lübnan, Libya, Maldivler, Mali, Malezya, Mısır, Fas, Moritanya, Nijer, Nijerya, Yemen.

Teröre karşı İslami askeri koalisyonda yer almayan ülkeler ise; Cezayir, Umman, Irak ve İran'dı.

İran, İslam Ordusu yerine Komünist Ordusu’nu tercih etti.

Bu yüzden de bu orduya katılmadı.

İslam Ordusu’nun kurulma fikri Türkiye’den çıktı.

Bir hayal çaktırmadan ve büyük bir hızla da gerçeğe dönüştü.

İslam Ordusu kurulur kurulmaz Türkiye önemli bir teklifte bulundu.

İslam Ordusu’nun ilk operasyonunun Suriye olmasını önerdi.

Suriye’de akan kanı sadece müslümanların durduracağını savunan Türkiye, Amerika ve Rusya’nın bunu sağlayamayacağını bildirdi.

Teklif ve fikir olgunlaşınca; Başbakan Davutoğlu yanına Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ı da alarak Cidde’nin yolunu tuttu.

Tarih : 29 Ocak 2016’ydı.

Genelkurmay Başkanı’nın Suudi Arabistan’a gitmesinin perde arkasını bilmeyen laik kesim, bu seyahate çok büyük tepki gösterdi.

Onlara göre Türk Genelkurmay Başkanı’nın Suudi Arabistan’a gitmesi laikliğe vurulmuş büyük bir darbeydi.

Aman Allahım.

Kıyameti koparttılar.

“Türk paşasının Araplarla ne işi var?” diye, der der debelendiler.

Hakikaten bizim laikleri Allah ıslah etsin.

Onların gözüne tavuk karası inmiş.

Görmesi gerekenleri görmüyorlar.

Herşeye laiklik gözlüğüyle bakıyorlar.

Ülke yararı ve milli çıkar falan umurlarında değil.

Varsa yoksa laiklik.

Bunlar; Hulisi Paşa’yı Suudi mevkidaşı ile görünce de adeta çıldırdılar.

“Körolasıca AKP, Genelkurmayı’ı da kendine benzetti” diye dizlerini dövdüler.

Dövdüler dövmesine ama işin aslı çok farklıydı.

Davutoğlu ve Akar Paşa Suudi Arabistan’a tarihi bir olay için gitmişti.

O tarihi olay da; Suriye’ye yapılacak kara harekatının planlarının yapılmasıydı.

Yapılan görüşmelerden sonra komutayı Türkiye’nin alması ve Suriye’ye 5-10 ayrı noktadan hava harekatı desteği ile kara harekatı yapılmasına karar verildi.

Varılan bu mutabakat; ABD, İngiltere ve İsrail istahbarat birimleri tarafından öğrenildi.

Batı; Suriye’de ortalığın karışacağını ve İslam Ordusu’nun işin içine gireceğini görünce apar – topar bir karar aldı.

Suriye’deki Esad güçleri ve muhalifleri Cenevre ve Almanya’da biraraya getirip uzlaşı aradı.

Cenevre’den bir sonuç çıkmadı.

Almanya’daki Suriye toplantısı fiyaskoyla bitmek üzereyken, müthiş bir hamle daha geldi.

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Müsteşarı Tuğgeneral Ahmed Asiri, uluslararası koalisyon ile beraber DAEŞ'e yönelik yapılacak muhtemel kara operasyonuna ilişkin, "Koalisyon Mart, Nisan aylarında operasyonel olacak" dedi.

Bu açıklamanın mesajı gayet açıktı:

- Ya Suriye’de akan kanı durdurur bir uzlaşmaya varırsınız. Ya da İslam ordusu olarak Mart sonu Nisan başında Suriye’de operasyona başlıyoruz.

Bu rest; Rusları frene bastırmakla kalmadı, geri adım da attırdı.

Önce 34, sonra sayısı 38’e çıkan İslam Ordusu devletleri ile savaşmanın bedelinin ağır olacağını hesaplayan Rusya, Dünya savaşı uyarısında bulundu.

Arkasından da çok büyük bir sürpriz yaparak ateşkes çağrısını masaya koydu.

Sonuçta Amerika ve Rusya Suriye’de bir ateşkes konusunda uzlaştı.

Peki mesele bitti mi?

Tabi ki bitmedi.

Bu olayla görüldü ki; İslam Ordusu’nun adının bile pek çok soruna neşter olacağı ortaya çıktı.

Türkiye sonuçta; Suriye satrancında yaptığı son akıllı hamleler ile Rusya’ya “şah” çekmiş oldu.

Bundan sonrasını önce Rusya sonra İran düşünecek.

IŞİD’i bahane ederek Esad muhaliflerini temizlemeye kalkan bu ikili, karşısında Türkiye’yi buldu.

Türkiye’nin Suriye’ye kara harekatı fikri bile, Rusya ile İran’ın buz kesmesine neden oldu.

İşte büyük devlet böyle olunur.

Büyük devlet olmak için büyük oynamak icab eder.

Etliye –sütlüye karışmadan, tribünden maç izlemekle büyük devlet olunmaz.

Büyük devlet olmak istiyorsan topa gireceksin.

Sen topa girmezsen, birileri gelir senin sahana girer.

Molla destekli Rus sarhoşu bile, gelip sana gol atmaya kalkar.

O sana gol atmadan sen ona şut atacaksın.

Bu kara harekatı meselesi ister gerçek, ister blöf olsun sonunda maksat hasıl oldu.

Molla ile sarhoşun havası çabuk söndü.



Bu yazı 910 defa okunmuştur.

YORUMLAR

Henüz Yorum Eklenmemiştir.Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.

YORUM YAZ



FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

HABER ARA
SON YORUMLANAN HABERLER
ÇOK OKUNAN HABERLER
VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
GÜNDEMDEN BAŞLIKLAR
YUKARI